12 Aralık 2012 Çarşamba

HALAMIN EVİ


Deniz Halam yani nam-ı diğer Şayan:) Her sene olduğu gibi enerjisiyle, coşkusuyla, evinin süsüyle püsüyle yeni bir yıla çoktan hazır. Bu görüntüler bir misafir gelince hazırlanmış gibi dursa da orada duralım! Çünkü Şayan, her daim, evde tek başına olsa da bu ışıkları yakar, meleklerini asar, noel babaları konuşturur, yaseminli veya bilimum bitki çaylarını içer... Hatta bizim kızlar her sene mutlaka bu evi ziyaret edip, keyiflenir, enerji dolar evlerine gidip bir yılbaşı telaşına girer:))) Ne de olsa Ahu'nun gerçek halası olduğu gibi bizim kızların da halası:) Gulseda'nın, Başak'ın, Ayşegül'ün, Nisa'nın, Elif'in konuşmaya bayıldıkları bazen benden de fazla konuşmaya bayıldıkları halaları..;)

Bir de evin üyesi BABY var!! Her zaman yapılan tüm dedikoduların içindedir kendisi. Merve ile deriz ki dili olsa neler söyler, bazen de dinlediklerinden içi şişmiş olabilir! Bir de Dogy vardı, O'nu da anmadan geçmemek lazım.. Mrv'ün tabiriyle "Dogy'm melek oldu!", O da yukarıdan dinliyor.. Kimler geldi kimler geçti şu hayatta, Baby herkese her gidene, her gelene, her olana her olmayana şahit:) Ha geldi ha geleceki ya da aman canım iyi ki olmamış demekki daha iyisi yolda dediklerimiz, gelenler, gelemeyenler, yazılı olanlar, kaderin önüne geçemeyenler, ya da sürprizleriyle sipariş kutusunda gelenler...:))

Bazen verilen siparişlerde "şöyle olsun, böyle olsun deyip de, aaa bu niye böyle geldi dediğimiz oldu, baktık ki siparişte şu olmasın dememişizki, vakt-i zamanında.. Neyse şimdi herşey yerli yerinde..:)Kimimize gelmesi gereken yolda sanırım, herhalde öyle bir sipariş verdim ki ben bile gelince hah diyeceğim, demek ki bunun içinmiş olamayanlar:) O kadar mükemmel yani:)))))

Camın önündeki bu ağaca bakılıp kimbilir kaç kez dualar ettik, dilekler diledik, acaba şöyle mi böyle mi derken; üzerinden tam da o anda uçak geçti, bize işaret oldu.. Her uçak geçtiğinde bunu işaret olarak algılamamız bu ağaçtan ileri gelir. Umutsuz bir terkediliş akşamında bu ağaç güç vermişti bir keresinde..
Bu evin enerjisi; bir tutam öndeki çam ağacından gelir ve tabi ki , kardeş gibi bir kuzen, anne gibi bir hala, meleklerimiz, plates kraliçesi Guniz Hoca'mız, güzel dilekler, kenarda köşede raflarda bizi gözleyen, bizimle gülen, bize dost olan; Mevlana, Baş Melek Mikail, Kardan Adam, Noel Baba, Şems; hepsinden birer tutam var sevgimizde... En büyük dostumuz Tanrı'mız var dileklerimizde...(ya da hâlâ benim gibi büyüemeyen kızların deyişiyle Allah Baba bize hep yardım eder.:) Bir kaç güzel temiz kalp, sandık kokan anılar, her zaman herşeyin hayırlısını dileyen kalp atışları, beyaz bembeyaz düşünceler, büyük resmi gören güzel gözler, sevgi, veee ailemizin olmazsa olmaz COŞKUSU:) Sadece biz işte!

Hiç mi hüzün olmadı o evde? Öyşe hüzünler oldu ki, salonlara sığamadık, kış günü ev değil dünya dar geldi kaç kere, soğuk akşamlarda , yazın ada vapurlarının ardında, sessiz geçen yıllarda balkonda bir nefes aldık, hep destek olduk birbirimize, bu da geçer dedik, geçmedi mi? Cuma akşamları Asmalı önce orada bir oturmak lazım gelirdi:) ,Sezen de yetmezse Haris'e kulak vermek; zeibekiko yapmak vardı, coşmak ağlamak ama sonunda mutlaka kalkmak vardı...Güldüğümüzde Ajda yakışırdı gecelere..
Nereden nereye... Hep kitaplarda yazar; 60'ların 70'lerin Caddebostan aanıları varsa, 2000'lerin Suadiye'si var bize de..

Bu eve gelen her dostun, her kuzenin, her sevgilinin, her arkadaşın, her güzel kalbin yeri ayrı..

Merve; kuzim, hayallerinin peşinden giden profesyonel bir fotoğrafçıdır ayrıca..


Masal Ev demiştim bu arada:)

Hiç yorum yok: