30 Aralık 2013 Pazartesi

İç Dertleşme

Hayat keşke en sevdiğimiz şarkı olsa. Hiç bitmese. Bazen sevdiğimiz şarkıyı çok dinleriz ya, bazen biter hemen çal tuşuna basarız, bazen boşluk bile vermeyiz birkaç saniye kalmışken tam, en başa sararız. 
Olacaklar yaşanacaklar belli gibi hani. Korku yok endise yok, bilindik gelecek gibi. Güzel bir melodi, hatta hatta şarkı uzunsa 5-6 dk ise ne mutlu bana çalmaya devam ettikçe.
Güzel bir şarkının ortalamala süresi 4dk iken, 2 ile 3 dakika kadar sürmesi ne kadar kötüyse güzel bir yaşamın 30-40 yaş arası yaşanması o kadar kötü işte.. 
Şarkı hep çalsa hiç susmasa... Bazen coşsa arada, biz kuzenlerimle şarkılarda o coşan yerlere dağ deriz, çıkar iner ritm çünkü, ama durulmaz, bazı yerlerde en yüksek noktayı bulur. Onun gibi bir şey işte hayat. 
Şu anda çalan şarkı; the cure - love song…Aşkının yanında evinde hissetmek benim için bu şarkı! Ötesi var mı?

Buarada, bazen resmi geçit yaparım hayatıma şarkılarla. Bu sarki onu hatirlatir. O sarki su son gideni mesela, sunda sunu yapmistim, sunla suraya gitmistim, bununla arabada gidiyordum kopruyu gectik o sirada bu caldi, su calarken öbürü içimi dağlamıştı canımı acıtmıştı mesela, şu çalarken çok mutluydum, çu çalarken daha ben olmamışım ne yazık, hele şimdiyi biri bir görse mesela.. Buna bunda ders veririm vs vs..

Sezen şarkılarında film çekildi ya, ah benden de bir liste isteseler de hayatımı çektirsem kendimce.. 
Ha çok mu renkli çok mu hüsranlıydı, çok mu coşkuluydu?.. Belki kimine göre hiç değil. Ama bence sıradan da değil. Ben zaten pek sıradan olmadım, sıradan hislerle yaşamadım, sıradanı ile hiç yaşamadım...

Mesela şu anda uçaktayım, o resmi geçit bugün biraz ağır geldi, bu kadar yüksekten bakınca hayata, bir yere gider ayak, sonuna kadar açmak istiyorum şu şarkının sesini.. Tükeneceğiz çalıyor, halbuki bunu önceden söylemiştim, tam da bu işte tükenmişlik sendromu. Hıçkıra hıçkıra vaktidir!

Heh şu anda bugünün tasviri ise: bana yalan söylediler..

04.12.2013
Yeryüzünde bilinmeyen bir noktada...

Hiç yorum yok: